23 Eylül 2023 Cumartesi Saat 22:13
ÇOK OKUNANLAR
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
AKÖREN TARİHİ VE MİLÂT
26 Mart 2021 Cuma Saat 08:22
AKÖREN TARİHİ VE MİLÂT

2002 – 2009 Yıllarında arasında toplam 8 yıl yayın hayatına kazandırdığımız AKÖREN DERGİSİ çalışması ve sonrasında yönetiminde bulunduğumuz Hikmet İlim ve Sanat Derneği (HİSDER) çalışmaları vesilesiyle Konya’ mızdaki birçok kültür ve tarih duayeni ile olan birlikteliğimizden haz alarak memleketimiz Akören tarihi ile ilgili tespitlerimi siz hemşerilerimizle paylaşmak istedik.

AKÖREN İÇİN MİLAT 1914

Memleketimiz Akören için 1914 tarihi MİLATTAN ÖNCE – MİLATTAN SONRA diyecek kadar önemlidir.

Neden mi?

1914 tarihinden önce o günkü adıyla Akviran, Anadolu’muzun ortasında sıradan bir köy idi. Osmanlının son yılları 1853 – 56 Kırım Harbi,1877 – 78 Rus Harbi, 1897 Yunan Harbi, 1912 Balkan Harbi, 1914 – 16 Yemen Harbi devam ederken, 1914 yılında da 1. Cihan Harbi patlak vermiş Anadolu’da sıkıntılar artmış, birde bunun üzerine tarım memleketi olan Konya Ovası’nda 1878 - 80,1886 -87, 1890 ve 1909 yağışsızlıktan dolayı kıtlık yılları.

Zaten çok geniş arazisi olmayan Akviran ve çevresi fazlasıyla sıkıntılıdır. Evdeki tüm insan ve hayvanlar çalıştığı halde karın doyurmak bile olağanüstü zor.

Henüz Çumra yolu yapılmamış. Traktör dahil hiçbir motorlu araç yok, un yapmak için değirmen yok, May değirmeninde sıra beklemek gerek, telefon yok, radyo yok, yalnızca askerlik için toprağından ayrılan bir toplum, elma bile bilinmiyor, kavak ekilmediği için evlerde çatı yok, kara dam kışları bakım zor. Herkes olağan üstü çalıştığı halde, harmanların kalkması nerede ise kışı buluyor. Üzüm biliniyor, Tülce, Gedik ardı ve Alaşanadaki bağlar su gıtlığı olduğu için büyük emekle ayakta kalıyor. Bağ bozumları bayram havasında.

Kışın ısınmak çok zor, henüz Akviranlı soba ile tanışmamış. Koyun keçisi üç – beş, kesmeye kıyamaz ki et yesin. Çok nadir yün yatak yastık var, henüz pamuk bilinmiyor. Kavak kırından getirilen gındıra ve çör çöp kırıntılı yatakta yatabiliyorsunuz.

Kışları uzun ve soğuk ısınmak için AHIR SEKİSİ’NDE, evin gerisinde bir ocak, soba bilinmiyor, Tenekeci Tahir, Tenekeci Muhittin gibi ustalar yok. Dağlardan kaçak kesilen odunla önünüz ısınıyor, arkanız üşüyor, AHIR SEKİSİNİN küçük iç kapısı ahıra açılıyor, ahırdan gelen ters (gübre) sıcaklığı, oda içindeki kesik duvarın içindeki koyun ve keçilerin sıcaklığı ısınmanız için umut.

Akviran’da henüz demirci ustası yok. Karasabanla çift sürüyorsunuz.

Su ihtiyacınızı evlerinizdeki kuyularından, analarımız çamaşırı yıkamak için köyümüzden 5 – 10 km. ilerisindeki oda ancak baharın akan yeni çeşme (henüz yok – 1950 den sonra yapıldı) mevkiindeki dere, Bayındır ve Karahüyük tarafındaki sarnıçta yıkamak zorundalar. İki atı veya iki öküzü olmak bile zenginlik.


Konya’ya gitmek zarureti var ise ya yürüyerek gidip geleceksiniz veya at arabası ile.

Çarşı ekmeği bulunmaz kimya, analarımız yufka ve hamurlu ekmekte mahir.

Çumra’nın kuruluşu 1926 resmi işlerimiz 17 km. kuzeyimizdeki Hatunsaray Nahiyesi’nden, Okul yok, Belediye yok, Karakol yok, Askerlik şube’niz Seydişehir 60 km. Ola ki tahin canınız çekti, henüz köyümüzde Dahana yok, Bozkır Çat’a gitmeniz için Alan’dan sonra yol yok.

Hastalansanız Doktor yok, Sağlık Ocağı yok, Ebelik yapan nenelerimiz – teyzelerimiz gerçekten marifetli.

Eski adıyla Akviran, yeni adıyla toprağımız Akören’in 1914 yılında kem talihinin değiştiği serüven…

1900 yılların başı sıkıntılı dönemde Sultan Abdülhamit Han << İstanbul’un havası bozuldu. Anadolu’dan zeki çocukları getirip okutuyoruz>>.

Talimatı ile Konya’dan Medrese eğitiminde olan üç genç ilmin merkezi olan İstanbul’a getiriliyor. Bunlardan biride Akviranlı Veyis Efendi.

Bir süre sonra İstanbul’da Padişah yanlıları – padişah karşıtları arasında kavgalar, çarpışmalar ve bacağına kurşunu yiyen Veyis Efendi’nin bacağı kesilir ve Topal kalan Veyis memleketine dönmek zorunda kalır.

Osmanlı Anadoluyu koruya bilmek için arayış içindedir. O yıllarda Akviran, Konya’mızın Hatunsaray Nahiyesine bağlı bir köydür.

Hatunsaray Konya’ya yakındır, şehre daha uzak yerleri kontrol edebilmek için nahiyeliğin Hatunsaray’dan daha ileriye alınması paralelinde, Akviran gündemde olur. Tabi ki Sarayın önceden bildiği Topal Veyis’in Akviran’da olması da etken olur.


Ve… 1914 yılında Nahiyelik Hatunsaray’dan Akvira’a alınır. Aynı yıl köy olan Akviran’a Belediye teşkilatı kurulur, gene 1914 yılında İlkokul açılır. Çok geçmeden Jandarma, Karakolu hizmete girer. 

Bu paralelde daha önce Hatunsaray Bucağına bağlı Hatıp, Gödene, Botsa (Güneydere), Tulasa (Kayalı), Pamukcu, Bayat, Sarıkız, Karaağaç, Evliya Tekke, Gilisra (Gökyurt), Avalama (İkipınar), Detse (Yeşildere), Givrat (Kayalı), Kavak, Sadıklar, Çomaklar, May (Kayasu), Yeşil Tekke, Çukurçimen, Akviran’a bağlanır. Akviran’a ilgi artar, resmi işler için gelip gidenler Akviran ticaretini ve pazarını geliştirmeye başlar.

Bu paralelde de tabi ki Akviran’ın ilk belediye başkanı Topal Veyis olur. Dolayısıyla artık 1914 yılı Akviran için milâttır.

Her geçen gün memleketimiz gelişmeye başlar. İlkokulda okuyanlar birer ikişer toprağından dışarıya taşmaya başlar.

Yalnızca merkez değil, Akviran Bucağına bağlı köylerimizde bu durumda nasiplenir.

Çumra’nın köyleri gibi Konya’nın birçok köyünde ilkokullar Çifteler, İvriz gibi Köy Enstitülerinden mezun olan öğretmenler sayesinde 1940 lı yıllara açılırken Orhaniye ilkokulu 1923 te, Alan İlkokulu ise 1925 yılında eğitim – öğretime başlar.

Abdülhamit Hanın bir talimatı ile başlayan serüven sonucu 1914’te Nahiye olan Akviran’ın kaderi değişmiş ve gelişmeye başlamıştır.

Osmanlıdan Cumhuriyete geçişte hepimizin malumu bazı kırılmalar olur.

Delibaş - Bozkır olayları patlak verir. Toprağımız Akviran’da da taraftar bulur. Gene Topal Veyis devreye girer ve

 –Biz fakir bir köylüyüz devletin işine karışmamalıyız.. şeklindeki telkinleri ile ortalık biraz sakinleşse de, az bir gurup atlarla Konya’ya doğru yol alır. Bunlardan bir kısmı Hatunsaray’dan, bir kısmı da Sarıkız belinden geri döner.

Bir süre sonra ceza gündemi ile Kuvayı Milliye Akviran’a gelir. Gene devreye Belediye Başkanı Topal Veyis girer.

Gelenleri beyaz bayrakla karşılar ve ortamı yumuşatır. 8 -10 kişiyi ipten kurtarır.

AKVİRAN BU DURUMDANDA YARA ALMADAN YOLUNA DEVAM EDER.

1890 doğumlu Seyit oğlu (Topal) Veyis, 1914 yılından itibaren 6 yılda Belediye Başkanlığı yaparken bir gece karanlığında 15 -16 yerinden bıçaklanır, hasmını bilmesine rağmen konuşmaz ve 17 gün sonra vefat eder. Rahmetlinin kabri ilçemiz Kadıburnu Mezarlığı batı duvarı dibinde olup yazısız büyükçe bir taşı dikilidir.

Veyis adında tek kızı da 35 yaşlarında vefat eder, soyu kardeşlerinin nesli Ersöz soyadı ile devan etmektedir.

AKVİRAN’IN İKİNCİ DÖNEM GELİŞMESİ (1920 – 1950).

ÜÇÜNCÜ DÖNEM GELİŞMESİ 1950 KUŞAĞI İLE ÖĞRETMENLERİMİZLE

Devamı var


Bu yazı toplam 1267 defa okundu.
Bu Yazıya Henüz Yorum Eklenmemiş.
YAZARLAR
Muzaffer Tulukçu
Henüz Yazi Eklenmemis
AKÖREN'DEKİ TARLA VE ARSALARINIZA DEĞER BİÇİLİR VE SATILIR:
TEL: 0506 510 01 60
AKÖREN'DEKİ ARSA VE TARLALARINIZ İÇİN: Tel: 0506 510 01 60
=}}} DETAY İÇİN TIKLAYINIZ......

ARŞİVDE ARA