403

MUSTAFA GÖK

12 Şubat 2010 01:47

ALLANIP,PULLANIP,son kez evinden uğurlandı, Konya/ Akören Dergisi.Posta kutusuna konulmuş,sahibini bekler gibiydi.Gözgöze geldiğimde,kırmızı mavi renkleri soluktu.Son kez posta kutumdan onu alırken ellerim titredi.Yazılı metin susdu.Onu biz kendi ellerimizle susturduk.Daha önceki sayılarını açarken naylonu, nasıl elimle kopardığımı hatırlamazken, bu kez elime makas aldım.Baş köşeyi okudum.Daha da üzüldüm.Derginin sonlanmasında ana fikir olarak, üç kelime gözüme takıldı
-Birisi"Anlaşılamamak,diğeri"Yanlış anlaşılmak" en kötüsüde"Anlamak istememek" Aslında bugüne kadar kendi aramızda konuşulan ama hiç bir zaman yazılı bir metni olmayan "Ortaarmudun"Akören'e olan yakası ile Konya Ovasına bakan tarafın geçmişten gelen gizli bir sürtüşmesiydi bu.Sorunda burdaydı.Olaylara herkes kendi pencerinden baktı,haksız olan yoktu.Son sayıda (öbür tarafı bu tarafı) bu durumun tespit edilmesi açıkça belirtmeside faydalı olmuş..Şuuraltına yerleşmiş kimseye faydası olmayan, negatif düşüncelerin, artık bir tedaviye ihtiyacı var.Madalyanın öbür yüzünü görmek lazım.Sorun eğer, Akörende yaşamak veya yaşamamaktan geçiyorsa,şunu kabul edelim, kimse durup duruken kendi doğup büyüdüğü yeri terketmez.Biz mi istedik Akören'den çıkmayı.Hepimiz Akörenliyiz derken bunun tek şartı ne olursa olsun Akören'de gel yaşa olmamalı.Hizmet sadece Akören'e gelip yerleşmeklede olmuyor.Akören'de yaşayanlar, sizin tercihiniz mi Akören'de kalmak.
-En büyük sorun"Anlamak istememek"
-Gelin sorunu birlikte çözelim.
Syg.