LÜTFEN İNEĞİ KUYUYA DÜŞÜRMEYELİM
1973 Yılının son ayları,Rahmetli Kabcı Bilal'in büyük oğlu Mehmet Kılıçarslan'ın serbet merasimi için S.Ahmet Gültekin ve Hasan Tulukcu hocanın da bulunduğu erkek tarafı kız evinde misafirdir.Teferruatlı bir tanışmadan sonra orada olanlar iki hocayı görünce birer ikişer dini sorular Gültekin ve Tulukcu hocaya yöneltmeye başlarlar.Genelde soruyu Hasan Tulukcu hoca almakta S.Ahmet Gültekin hocada cevaplamaktadır.Sohbet ilerler sorular derinleşir derken kız evinin misafirlerinden biri,
-Hocam bir ineğimiz var,kazaen kuyuya düştü ne yapacağız..
Sorulara tıkır tıkır cevap veren S.Ahmet Gültekin hoca duraklar,Hasan hoca arkadaşının sustuğunu görünce ,
-Arkadaşlar,hocamyoruldu.bu soruyu ben cevaplayayım der ve devam eder.
-Söz konusu ineği çıkarma imkanımız yok ise,gecikmeden hayvanın mundar ölmemesi için tabanca veya herhangi bir kesici aletle hayvanı yaralar kanının akmasına sebep olur,sonrada hayvanı parçalayarak yukarı çıkarırız,zaten dinimiz böyle bir hayvanın mundar olmasına,boşa gitmesine müsade etmez.
-Bu tecrübe ve hatıradandırki..Hasan Tulukcu buna benzer bir toplantıda olupta,insanlar soru sormaya başladımı..
-Arkadaşlar sorularınız derin olabilir ama..LÜTFEN İNEĞİMİZİ KUYUYA DÜŞÜRMEYELİM der.
Bu yazı toplam 5634 defa okundu.
Amma ve lâkin dama çıktı; kopardıda başındaki ipini
Merdivenlerden çıkmış varmış hanaya; tapır-tapır
Adam demiş keselim hani nerde benim kurbanlık satır
Dur hele sakin ol; kurtarırırız belkide küllüğe hoplatır
Rica-minnet çağırdılar, geldi Hacı Memişlerin İbirağım
Baktı-baktı bir nara attı ki İNEEK! kör olmayası tırnağın
Merdivenden tapır-tapır çıkan inek vardı gitti tıkır-tıkır
İş tatlıya bağlandı da üstüne ayranlar içildi lıkır-lıkır